-
Mert Eryılmaz
Tarih: 25-08-2024 17:30:00
Güncelleme: 25-08-2024 17:30:00
Bilindiği üzere Türkler, tarih boyunca varlığını sürdürmüş, sayısız devletler kurmuşlardır. Bu devletlerden biri olan Osmanlı Devleti, kökleri Anadolu Beyliklerine ve Türkiye Selçuklularına uzanan cihanşümul bir devlettir. Kayı Aşireti’nin uç beyliği olması ve Bizans İmparatorluğu’na sınır olması aslında beyliğin devlete dönüşümünü hızlandırmıştır. Dolayısıyla hazinesi ve ordusu hızla büyüyen Osmanlı Devleti, Kanuni sonrasında giderek bozulmuş ve kan kaybetmeye başlamıştır. Bu kan kaybı tam 3,5 asır sürmüştür ve devletin toprak sınırları da gerilemiştir. 1789’da başlayan Fransız İhtilali’nin getirdiği milliyetçilik ve hürriyet gibi gelişmelerden Avusturya-Macaristan gibi Osmanlı da payını almıştır. Ulusal devletler kurulmuş, sömürgecilik yarışı hızlanmıştır. 20. yüzyılın ilk zamanlarına geldiğimizde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahdının bir Sırp milliyetçisi genç tarafından öldürülmesi ile başlayan 1. Dünya Savaşı’na Almanya ile dahil olan Osmanlı Devleti, çeşitli mahallerde savunma, saldırı ve destek cepheleri açmış, sadece bu cephelerden olan Çanakkale Cephesi’nde Osmanlı Devleti askeri başarı elde etmiştir. 1. Dünya Savaşı’nın 4 yıl kadar sürmesi ile İtilaf Devletleri, savaştan zaferle ayrılmış ve İttifak Devletleri’ne kendi ağır şartlarını dayatmışlardır. Bu devletlerden biri olan Osmanlı Devleti’ne 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalattırılmış ve işgaller başlamıştır. İşgallerin anında püskürtülmesi için çeşitli yörelerde bölgesel direnişler yapılmış ve 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa’nın halkı örgütlemesi ve birleştirmesi sonrası bölgesel güçler birleşerek ulusal direnişe öncülük etmiştir. 16 Mart 1920’de İstanbul’un İşgali ile Meclis-i Mebusan, önemli üyelerini 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılacak olan TBMM’ye göndererek kendini feshetmişse de 10 Ağustos 1920’de İstanbul Hükümeti’nin imzaladığı Sevr Antlaşması, TBMM’nin onayından geçmediği gibi ölü doğmuştur. Düzenli TBMM ordusunun kurulması ile işgal ve düşman saldırılarına karşı etkin bir mücadele verilmiştir. 1. ve 2. İnönü Savaşları’ndan zaferle ayrılan Türk Ordusu, sadece Kütahya-Eskişehir Savaşları’nda yenilmiş ve zora düşmüştür. Bunun üzerine TBMM, geçici süreyle Mustafa Kemal Paşa’ya önemli yetkiler yüklemiş ve çeşitli kanunlar çıkarılmıştır. Tekalif-i Milliye Emirleri ile geri ödeme şartlı olarak halktan destek ve yardım istenmiştir. Fakat düşman kuvvetleri, Polatlı-Haymana güzergahı üzerinden Ankara’ya ilerleyip TBMM’yi dağıtmak istemiş ve 23 Ağustos-13 Eylül 1921 tarihleri arasında Sakarya Nehri kenarında 22 gün 22 gece süren destansı bir direniş gerçekleşmiştir.
- Havza’dan İstanbul’a: Bir Milletin Kaderini Çizen İki Dönüm Noktası
- 19 Mayıs: Küllerinden Doğan Bir Milletin İlk Adımı
- 23 Nisan: Bir Meclis Açılışından Fazlası
- TÜRKÇE KONUŞ, ÇOK KONUŞ!
- KURTULUŞUN EN GÜZEL GÜNÜ 9 EYLÜL
- KURTULUŞUN İLK ADIMI 19 MAYIS
- Dur yolcu!
- Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!
- Geçmişten geleceğe mirastır Atatürk...